Mirastan Feragat Sözleşmesi Nedir ?

Mirastan Feragat Sözleşmesi Nedir

Mirastan feragat sözleşmesi, olumsuz nitelikte bir miras sözleşmesi olup miras bırakan ile mirasçı arasında, mirasçının bir karşılıkla yahut karşılıksız olarak miras hakkından vazgeçmesini düzenler. O halde mirastan feragat sözleşmesi ivazlı (miras bırakandan alınan maddi bir karşılık ile) ve ivazsız (herhangi bir karşılık almaksızın) olmak üzere yapılır. Mirastan feragat eden, miras payının tamamından feragat edebileceği  gibi bir kısmından da feragat edebilir. Hatta terekedeki belli bir mal yahut değer üzerindeki miras payından da feragat edebilir. Mirastan feragat sözleşmesi, şarta bağlı hale getirilebilir.

Mirastan feragat sözleşmesinin yapılabilmesi için tarafların, TMK m. 503’te düzenlenmiş olan miras sözleşmesi yapabilme şartlarını sağlıyor olmaları gerekmektedir. Bunlar ayırtetme gücüne sahip ve ergin olmak ile kısıtlı bulunmamak gerektiğidir. Bu bakımdan ayırtetme gücüne sahip kısıtlılar, vasilerinin izni, mahkemenin onayı ile dahi mirastan feragat sözleşmesi yapamazlar.

Yine TMK m. 504’te miras sözleşmelerinin yapılması sırasında miras bırakanın maruz bırakıldığı irade fesadı hallerinde,  bu hallerin ortadan kalkmasından itibaren bir yıl içerisinde mirasbırakanca tasarruftan dönülmesi gerektiği aksi halde tasarrufun geçerli olacağı düzenlenmiştir. Uygulamada noterlerce “Davranışlarımın, eylem ve işlemlerimin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudretim olduğunu kendi iradem ile hak kurabilme ve borç altına girebilme ehliyetim olduğunu beyan ederim. Hali hazırda herhangi bir psikolojik yahut biyolojik sebepten akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk durumunda olmadığımı kabul ve beyan ederim. Ayrıca işbu mirastan feragat sözleşmesinin tarafları, tanıkları veya üçüncü kişilerce irademi sakatlayacak herhangi bir yanılma, korkutma, aldatma, zorlama gibi olumsuz durumun gerçekleşmediğini kabul ve beyan ederim.” şeklindeki beyanların düzenlenen metne dahil edilmesi ile olası hukuki problemlerin önüne geçilmeye çalışılmaktadır.

TMK m.545’e göre miras sözleşmeleri resmi yazılı şekle bağlıdır ve düzenlenen sözleşmenin memur ve tanıklar huzurunda imzalanması zorunludur. Dolayısıyla şekil şartına uymayan mirastan feragat sözleşmeleri hükümsüzdür. Uygulamada mirasbırakanın ve feragat eden mirasçının, sözleşmenin düzenlenerek imzalanacağı gün tarihli, tam teşekküllü bir devlet hastanesinden bahsi geçen sözleşmeyi imzalamaya muktedir olduğunun tespitini içerir rapor istenmektedir. Noterliklerce uygulamada değişiklikler olsa da anlatılan haliyle izlenen yol, hukuki ve ahlaki bir yük yükleyen bu sözleşmelerin, minimum seviyede sorumluluk yüklemesini sağlamıştır. Zira her noterlikçe bu sözleşmeler düzenlenmemektedir.

Belli bir menfaat karşılığı yani ivazlı yapılan mirastan feragat sözleşmelerinde, aksi sözleşmede düzenlenmedikçe feragat edenin altsoyu, bu feragatten etkilenir. İvazsız yapılan mirastan feragat sözleşmelerinde ise feragat edenin altsoyu, feragat eden mirasçı yerine geçerek mirastan pay alırlar.

Mirastan feragat eden mirasçı, sözleşmede belirli bir kişi lehine mirastan feragat ettiğini bildirmemişse bu feragat, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılır. Ancak belirli bir kişi lehine yapılan feragatte o kişinin herhangi bir sebeple mirasçı olamaması veya feragatin belirli bir kişi lehine yapılmadığından en yakın ortak kök lehine yapılmış sayılmasında, en yakın ortak kökteki mirasçı/ların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması hallerinde feragat düşer. Işbu durum TMK m. 529’da düzenlenmiştir. Uygulamada lehine feragat edilenleri belirtmekte fayda vardır. Örneğin; “…mirasbırakanın eşi, altsoyu ve murisin belirleyeceği mirasçılar…” şeklinde düzenlemeler yapılabilir.

Mirastan feragat eden, miras açıldığında sağ değilmiş gibi miras dışında kalacağını işbu sözleşme ile kabul etmiş olur. Ancak bu şekilde sıkı bir bağın imzalanan feragat sözleşmesi ile koparıldığı görülmüşse de TMK m. 530 tereke alacaklıları bakımından bir düzenleme getirerek feragat edene bir takım yükümlülükler de getirmiştir. Şöyle ki; mirasın açılması sırasında tereke, borçları karşılayamıyorsa ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları, alacaklılara karşı feragat için, murisin ölümünden önceki beş yıl içinde almış oldukları ivazdan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar. Bu durumda mirastan ivazlı olarak feragat eden mirasçı, sözleşmede belirlenen ivazı murisin ölümünden 5 yıl önce almış ise herhangi bir şekilde tereke borçlarından sorumlu olduğundan bahsedilemez.

Kural olarak mirastan feragat sözleşmesi, tek taraflı bir sözleşme olmadığından yine tek taraflı olarak ortadan kaldırılamaz. Taraflar adi yazılı bir anlaşma ile işbu sözleşmeyi her zaman ortadan kaldırabilirler. Ancak mirastan feragat eden mirasçı, ıskat sebeplerinden birini oluşturan bir davranışta bulunmuşsa muris, mirastan feragat sözleşmesini tek taraflı ortadan kaldırabilir ve bu davranışa dayanarak mirasçıyı ıskat edebilir.

Mirastan bir ivaz karşılığı feragat eden mirasçı, ivazların zamanında ve sözleşmeye uygun olarak yerine getirilmemesi sebebiyle borçlar hukuku kuralları uyarınca  sözleşmeden dönebilir. Ancak olumlu miras sözleşmelerinde olduğu gibi, feragat edenin mirasbırakandan önce ölmüş olması, TMK m. 548’e göre mirastan feragat sözleşmesini ortadan kaldırmaz.

TMK m. 573 ve m. 574 tenkise ilişkin bir takım düzenlemeler getirmiştir. Şöyle ki;  mirastan feragat sözleşmesindeki ivazın, murisin terekenin tasarruf edilebilir kısmını aşarak belirlenmiş olması halinde diğer mirasçılar, feragat edenin saklı payını aşan miktar üzerinden tenkis talebinde bulunabilirler. Ancak bu durumda tenkis sebebiyle mirastan feragat ile elde edilen bir mal veya değer, feragat eden tarafından terekeye iade edilmek zorunda kalınırsa, feragat eden, tenkise tabi değeri iade eder veya isterse mirasbırakanın hayatında kendisine verilenlerin tamamını terekeye geri verir. Tamamını terekeye geri vermesi halinde ise, feragat etmemiş gibi paylaşmaya katılır. Kanun koyucu mirastam feragat edene bu şekilde bir seçimlik hak tanımıştır.

Semahat Topcu, Ulusoy Hukuk Bürosu

Cevap bırakın